12 Haziran 2008 Perşembe
Sevgili günlük..
Sokakta adımlarını hızlandırarak güne başla bugün, uyanman için başından aşağıya bir şişe su boşaltılmadan önce terket bulunduğun yeri. Bugün hergünden bir önceki gün, tanrım ne kadarda zor geldi bu sabah yataktan kalkmak.. Yerlerde sürünen ayaklarım ve hemen yanında sinsi bir gölge onları takip eden, umutlarım, parça parça olmuş, kendilerini kaybetmiş ve bir o kadar da nahoş adımalarla izimden giden umutlar. Ben kötümser bir yazarım, ben güzel şeylerin kötü yönlerini görmek için varım. Yalan söylüyorum, ben iyimser bir insanım hayattaki herşeyin iyi yönünden bakarım. Ben bir yalancıyım ve söylediklerime ben bile inanmıyorum. Ben aşıktan ve aşktan yoksun büyüyen bir aşk'ım, ben hiçbirşeyim.
Bugün yataktan çok zor kalktım. Kalktım ve gittim, bir daha dönmemecesine. Kalktım ve herşeyi geride bırakıp gittim. Hiç birşeyi özlemeyeceğim diyede yemin ettim gitmeden önce, kısa bir süre sonra unutur herkes beni, yastığım bile kokumu unutur zamanla, kim bilir hayat daha ne leşler atacak yoluma önce onlar için üzülüp ağlamam ve sonrada kokularında boğulmam için.
Bugün yataktan çok zor kalktım. Bir bardak soğuk su içtim hayatta kaçırdığım herşeyi sindirebilmek için. Sonra da camdan dışarıya çıkarttım kafamı ve bir yandan güneşi izleyip bir yandan da hayaller kurdum. Bir sevgili hayal ettim, bir anda kapımda beliren, bana sarılıp beni sevdiğini söyleyen. Bir daha gözlerimi açtığımda gitmişti. Kendimi düşündüm uzaklara doğru yürürken, bir anda bir arabanın önüne katıp götürdüğü cansız bir beden. Seni düşündüm, seni düşündüm sevgilim.. Hayatım gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçer sanıyordum, oysa ben seni düşünüyordum düşerken..
Bugün yataktan çok zor kalktım. Camı açtım, çiçekleri suladım. Aynanın karşısına geçtim, biraz makyaj yaptım. Süslendim ve çıktım. Sokakta hızlı adımlarla yürüdüm, böylece kimse kim olduğumu anlamadan istediğim kadar uzaklara kaçabileceğimi düşünüyordum. Oysa sadece bacaklarım yoruldu. Okulun kapısına geldiğimde eski binaya bir kez daha baktım. Tuvaletleri sigara kokan o deliğe. İçinde nefret ettiğim herşeyi barındıran bu binaya bir kez daha baktım.. Ondan nefret ederken hala neden ona bu kadar bağlı olduğumu anlamaya çalıştım. İçeri bir adım attım, başım dönüyordu, bir anda gözlerim karardı ve sonrası sadece sesler.. Sonra onlar da gitti..
Bugün yataktan çok zor kalktım. Yanımda yatan erkeğin gözlerine baktım. İçinde biraz aşk aradım, bulamadım. Kalktım yanından, uyandırmamak için onu ürkek adımlarla duşa girdim. Ilık su vücudumu yavaşça uyandırırken temizlendiğimi hissettim.. Hızla çıktım duştan işim bitince, saçlarımı kurutmadan sıkı bir topuz yaptım, çıktım evden. Uyandığında şaşkın gözlerinle beni arama diye bir not bırakma gereği bile görmedim. Ama biliyorum yastığında kokum var, bir kaç hafta idare eder seni. Aslında sana belki de bir not bırakmalıydım.. "Sevgilim, aşkı aramaya gidiyorum bulduğumda döneceğim.. Seni neredeyse seviyorum.."
Bugün yataktan çok zor kalktım. Yüzümde bir tebessüm perdeleri açtım, güneş ışığı odama dolarken sessizliğin kokusunu çekip sensizliğe dört elle sarıldım. Bugün yataktan çok zor kalktım. Ama bugün seni özlemediğim ilk gün, yokluğun bile yok burada o kadar gitmişsin ki. Olsun, git sen, mutlu ol.. Sensiz de yaşarım ben, belki de bir başkasıyla. Kim bilir, belki bir gün uyanırsın ve beni ne kadar çok sevdiğini fark edersin. Aynı günün sabahı ben, sevdiğim erkeğin kollarında ve sensizliğimle mutlu uyanırım belki..
Bugün yataktan kalkmadım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)