geçen gün yine sabah 6 olmuş, ben tutturmuşum bu böyle gitmeeez gidemeeez diye. dedim bu işe hemen bi çözüm bulmalı. girdim internete başladım araştırmaya, neler yapılabilir diye. kendime bi spor salonu buldum. bi kültür sanat klubüne üye oldum. sonra yattım uyudum. uyandım, kahvaltımı ettim, gittim spor kulübüyle konuştum, yazıldım. ordan pıtı pıtı esinlere gittim. yemek yedik, muhabbet ettik. sonra aklıma selin'e söz verdiğim geldi. kalktık türk gecesine gittik. gittiğimizde kibariye eşliğinde halay çeken 30 kişilik bi grupla karşılaştık, ama açık konuşucam. bayaa uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim, özellikle saat gece 12'den sonra sonunda klubün açılmasıyla içersi bi anda yüzlerce insan dolunca, daha da bi eğlencelileşti hal.
içtik, dans ettik, bayaa güldük, yeni insanlarla tanıştık, Luigi the incredible dj'in varlığından haberim olmadan bi günüm daha geçseydi gerçekten kendimi affedemezdim. evet. şaka bi yana, sonraki sabah uyandım. tabi alkol hala damarlarda dolaştığından olsa gerek, bi baş dönmesi var ortada, 3 sürahi su bitirdim, oh dünya varmış dedim. taktım çantamı sırtıma spora gittim. debelendim biraz, çıktım. vallahi sağlığa zararlı biliyorum ama sporu çok özlemişim. sonra dükkanların arasında dolandım birazcık birazcık, eve dönerken eczaneden doğal uyku ilacı varmış bi tane, ondan aldım. "melatonin" denilen bu zamazingo bi damla. diline damlatıyosun. aklıma küçüklüğümde hasta olduğumda annemin zorla ağzıma buco bleu damlatmaya çalışışı geliyo artık her gece uyumadan önce. masmavi olurdu dilim, bi de çirkin bi tadı vardı, mürekkep balığını sakız diye çiğne aynı yani. neyse, bu melatonin damla da öyle işte, tek farkı bunun tadı portakal kabuğu ısırınca acı ekşi ama portakallı bi tat gelir ya ağzına, öyle . ne kadar mı işe yarıyo? şu an saat 5.30 hala ayaktayım. baya başarılı yani =) onun dışında artık üşenmeyi bıraktım ve çamasırları yıkadım ama astıklarımı toplamaya üşendiğim için başka bişey yapmadım öyle makinede duranları da bi sepete koydum, askıda asılı duranlar da bar bi yandan. bişey olmaz heralde bilmiyorum vallahi yarın halledicem. bu üşengeçliğe de bi damla verebilir o bitkisel ilaçcı eczane. vallahi ben böyle değildim. ne ara bu kadar üşengeçleştim bilmiyorum (bu da yüzyılın yalanıdır.)
bi de evde koala beslemek istiyorum, çok tatlı olmaz mı? böyle minik koala koştursun sağda solda biz onunla kanka olalım alışverişe çıkalım takılalım falan. ama onsuz mc donalds'a gidersem esin çok kıskanır, geçen gece saat 2 de gittiğimizde mcdonalds'ın yeni kırçiçeği olduğuna karar verdik, burda mcdonalds'da bira bile vaar!
bu arada, assasins creed 2'nin sonu mükemmel, herkes oynamalı bitirmeli.
fallout 3 çok kilit, çantama bi sürü şey koyuyorum kızcağız koşamıyo sonra sinirlenip bırakıyorum bende, allah sonumuzu hayır etsin vault-tec'le.
tekken'in yeri her zaman ayrı, ona da sapık gibi kitlenmemek elde değil.
wii'de masa tenisinde geçen gün rekor kırdım (Y)
mükemmel biliyorum. bak arkadaşım, boş zaman geçirmek için başka yol biliyosan ceristan@gmail.com'a mailini at, atanlar biliyo cevapsız kalan yok yani bugüne kadar. ay sabahmı akşammı neyse bilemedim kafayı yedim sonunda. aa bu arada 13 gün sonra istanbul'a dönüyorum ÇOK MUTLUYUM! (kendi içimde çelişkilerim var yarın sabah yine dönmek istemeyedebilirim. bilemicem)
neyse. ben şimdi uyyicam. esneyince çenem ağrıyo çünkü 20 yaş dişim sol arkadaki çıktı oley diye seviniyodum, çok mutlu oldum diye sağdaki de çıkmaya karar verdi, yine çenem kitlendi, açamıyorum. falan filan işte. ay hadi uyku. ama önce duruma uygun resim bulmam lazım.