8 Ocak 2013 Salı

5


  Çünkü sana aşık olmak kelimelerin yetersiz kaldığı bir andı.
Hem zaten sen de bana başka bir şans tanımamıştın,
Ben de yapabileceğim tek şeyi yaptım.
Aşık oldum.

snooze

Yazımın en komik anlarından biri çok sarhoş bir arkadaşımızın Paparazzi' de önce bistronun üstüne düşmesi, sonra da onu kaldırıp deniz kenarındaki masalara oturttuğumuzda tam sızacak diye beklerken bir anda ayağa kalkıp BENİM ADIM İSYANKAR diye bağırarak gömleğini yırtmaya çalışırken yere düşmesiydi. Şu saate bakıp günlerdir uyku düzenimi yerine oturtamadığımı düşündükçe ben de üstümü başımı yırtıp BENİM ADIM İSYANKAR ULAN diye bağırmak istiyorum. Bir insan nasıl uyku ilacı alıp 12 de uyuyup gece 2'de uyanabilir ki? Bi de o kadar enerjik ve normal uyandım ki, ikinci ve üçüncü tekil şahıslar beni "İşte bakın günde 7 ila 8 saat ortalama uykuyu tutturan gençlerin ne kadar dinç ve enerjik olduğunu görün, ibret olsun!" diye parmakla işaret edebilirlerdi.
 O kadar uzun zamandır masa başında oturuyorum ki değişiklik olsun, en azından olaya bir renk katsın diye bugün değiştirip yaktığım tea lightlar bitti. Psikolojik olarak ciddi bozulmalar yaşıyorum, kalemin kolumun devamı olduğu günleride mi görecektim Allahım, annem babam görse gurur duyarlardı, gözleri yaşarırdı, sonra da üstüme zemzem suyu atarlardı içine ne kaçtıysa çocuğumuzun çıksın diye. Ben kendimce bu kadar çok ders çalışmayalı sanırsam bi 2 sene olmuştur. İşte eğer 24 kredi için "HMM BEN ÇOK ZEKİYİM BU YÜZDEN 2 TANE 12 KREDİLİK DERS ALIP BİNLERCE KİTABA BOĞULMAKTANSA 1 TANE 12, 2 TANE DE 6 KREDİLİK DERS ALIRIM, RAHAT RAHAT TAKILIRIM, HEM 4 DÖNEM SÜRECEK TEK DERSİM OLUR BÖYLECE!" demeseydim bugün şu anda büyük ihtimalle bozcaada semalarında talay şaraplarının bağlarında şarap yapmak için üzümlerin üzerinde çıplak ayak hoplaya zıplaya trololo söylüyor olurdum.
 Neyse, madem bir bok yedim arkasında durayım o zaman dedim, oturdum, dersimi çalışıyorum, kimi zaman ara vereyim diyorum, bir bakıyorum uykum gelmiş, yok uyumayayım diyorum, bir kahve içiyorum, sonra da geceleri şüpheye düşüyorum. Ya içtiğim kahvenin içine mutant kahve çekirdeği kaçmış ve etkisi 20 ila 50 saat sürüyor, ya da benim uyku düzenim süzme salağa bağladı. Sonra tabii bütün bunları düşünürken ara verme zamanım sona eriyor, bende götüm götüm dersimin başına oturuyorum.
 İstanbuldakiler hoplaya zıplaya kar topu savaşı yapıp karlarda yuvarlanırlarken burada böyle.. Kıskanıyorum açıkçası Allahım ben senin kulun değilmiyim, binlerce türk öğrenciye yaşattığın ayrıcalıklı kar tatilini sen niye ayın 17sindeki sınavında buradaki türk kuluna yaşatmıyorsun YA'RAB demezmiyim, derim tabii :(

 Bu aralar yine bi asabiyet geldi bana dersten mi, benden mi kaynaklı bilemiyorum, sırtıma düşen klozet kapağıyla bile kavga edesim var. Hani bazı günler vardır sen kafanı kaldırmak istersin, yastığın seni tutar üzerine çeker ve "bebeğim lütfen gitme, ben burda çok yalnızım" der ya, işte bunlar öyle günler aslında. Gözüm yaşlı yastığıma elveda demek her akşam üstü o kadar zor geliyor ki.. Aslında sabah diyerek romantizmi bozmamak isterdim ama sabah 7den önce uyuyamadığım için bu aralar 4 civarı falan anca ayıla bayıla yataktan kalkabiliyorum, gerçi hakkımı yememek lazım bak geçen gün alarm kurup 12 de uyandım, sonra yine sabaha kadar uykum gelmedi, oysa uykum eğer saat akşam 7-8 civarı gösterdiği çabayı gece 12-1 e kaldırsa çok okayim kesin anlaşırız ama bütün ilişkilerde olduğu gibi bizim ilişkimizde de iniş ve çıkışlar var..

 Bildiğin beyin hücrelerim ölüyor ve bundan zevk alıyorum, ya sabır.

6 Ocak 2013 Pazar

2013'e girmiş bulunduk

Bi daha hayatım boyunca hiç bir sabahın körü uçağına binip seyahat etmek istemiyorum, hayatımın son 3 gününü uyku düzenim yerine otursun diye kıçımı yırtıp sonra sabah 5'e kadar oturup vicdanım sızlayarak geçirdim meâli; berbat. En kötüsü sabahın köründe kalkıp yola çıkıp, azimle check-in kasıp, bi de ekstra bagaj ödeyip (THY senden nefret ediyorum öğrencileri ek olarak sömürdüğün için) bindiğim uçakta yanıma uçaktan korkan bir kız ve aşırı tedirgin annesinin oturmuş olmasıydı sanırım. Kadın öndeki koltuk cebinde duran kusmuk poşetinin ağzını yırtarken yemin ederim ağlamaya falan başlıyordum kendimi tutmasaydım, bıkır bıkır ötmelerinden uyuyamadım da,  ama en kötü kısım türbülansa girdiğimiz bölümdü, Allahtan hanım kızımız o sırada uyuyordu, o uyanıcak da fenalaşacak diye korkmaktan iyicene mala bağlayıp uçaktan indim, pasaporttan şans eseri ilk ben geçtim, nasıl oldu bilmiyorum ama bi o konuda şikayet edemem sanırım, neyse ki en son benim bavulum geldi de telafi ettik durumu. Kendimi eve nasıl attım, o bavulları yukarı nasıl taşıdım, gerçekten bilmiyorum. En komiği de buzdolabında yiyecek hiç bir şey yok ama resmen kişiliğimi özetler nitelikte buz dolabında 4 tane red bull duruyodu, geçmişteki benden kendime şirin hediyeler <3

 Neyse bir red bull ve markete yolculuktan sonra her şeyi yerleştirip uyumaya karar verdim, zaten bir uyandım saat akşam 7 olmuş, yemek yedim bilmem ne derken sonra genel olarak ders çalışmak yerine play station oynama yoluna gittim.
 Aralıkta girmek için döndüğüm sınavın iptal olmasını çöpe atacağım poşete yazık, ulan allahsızlar madem christmas hediyesi sınav takvimi yapıyosunuz o zaman bari iptal etmeyeydiniz ya!  Neyse götüm götüm 21 aralık uçağıyla döndüm istanbul'a kimse de ölmüş gözükmüyodu öyle havadan bakınca.

 Bu arada indigo'nun web sitesine girdiğiniz zaman alttaki media player'da ki seti kesinlikle dinleyin bayaa iyiymiş son yarım saattir onu dinleyip mutlu oluyorum. Şu an ders çalışmamak için yaptığım şeyleri yazsam yemin ederim 10 sayfa doldururum rahat, kötü değil berbat bi öğrenciyim insanın içinde bir parça bile mi heves, şevk falan olmaz bi konuda? Olmuyorsa olmuyormuş demek ki.

 O değil de, 2013' e de girdik vallahi. Hepimize hayırlı olsun.

 Geçen sene bugünlerde kar yağmıyor diye şikayet ediyordum bi ara, sonrasında Bolognaya artık balkanlardan mı ebesinin amından mı bilemiyorum bi soğuk hava dalgası gelmesi sonucu yaklaşık 3 hafta evde mahsur kaldım, 120 cm'ye yakın kar yağmıştı, bu sene de aynı şey olucak diye korkumdan bi kar duasına çıkamadım henüz.

Aslında kar yağmasını da çok severim, kardaki huzur ve sessizliği başka hiç bir şey veremiyor, yok dalgaların sesiymiş bilmem neymiş, yok vallahi kar bambaşka.

 Neyse işte uzun lafın kısası 2013'e girmiş bulunduk, şimdi nefret ede ede dersimin başına oturmam lazım, hayat zor bazen.