10 Aralık 2010 Cuma

haydarpaşa

Haydarpaşa tren istasyonunun 2. Abdülhamit döneminde italyan ve fransız heykeltraşların yardımıyla yapıldığını biliyormuydunuz? İlk yapılma sebebi Bağdat-İstanbul arası tren seferlerini gerçekleştirmekti. Birinci Dünya savaşı sırasında deposu cephanelik olarak kullanılan garın sabotaj sonucu cephanelerin patlaması ile büyük bir bölümü hasar görmüştür. Binayı yeniden onarıp ona bugünkü görünüşünü vermişlerdir. Ama ne yazık ki bu kadarla bitmemişti garın şanssızlığı, 1979 yılında kadıköy yakınlarında bir tankın bir gemiyle çarpışarak patlaması sonucu oluşan ısı yüzünden binanın kurşundan yapılmış vitrayları hasar görmüştür. 1983'de ise aslına uygun olarak büyük çaplı bir onarım geçirmiştir, kuleleri ve dış cepheleri onarılmıştır.


 ve sonra 2010'da.


Tarihi Haydarpaşa Tren Garı'nın çatısında yangın çıktı. Yangını söndürme çalışmaları sürüyor.

Alınan bilgiye göre, Tarihi Haydarpaşa Tren Garı'nın çatısında saat 15.30 sıralarında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı.

Yangına Üsküdar ve Kadıköy itfaiye ekipleri müdahale ediyor. Yangını söndürme çalışmaları devam ediyor. Yangınla alakalı olarak çatıdaki izolasyon çalışmasından şüpheleniliyor.

İstanbul'un, Kadıköy ilçesi, Haydarpaşa Tren Garı'nda çıkan yangının dumanları, Ortaköy'e kadar ulaştı. Saat 15.30'da başlayan yangının alevleri, bütün çatıyı sardı. Boğaz Köprüsü'nün geçen dumanlar, Boğaz'ın Avrupa yakasındaki Ortaköy semti üzerine kadar ulaştı.

Çatısında yangın çıkan İstanbul Haydarpaşa Garı'nın tamamı tehlike altında. Taş bina olarak bilinen târihî garın çatısındaki alevlerin, alt katlara sirâyet etmesinden korkuluyor. 


İstanbul Haydarpaşa Tren Garı'nda çıkan yangın devam ederken, binanın yıkılma tehlikesinin de bulunduğu bildirildi. İstanbul-Bağdat Demir Yolu'nun başlangıç istasyonu olarak 1908 yılında yaptırılan binanın, 220 ahşap direk üzerine yükseltildiği ve çatı katındaki yangının devamı halinde binanın çökebileceği kaydediliyor. 

ondan da sonra...

Geçtiğimiz günlerde tarihi Haydarpaşa Garı’nda çıkan ve ciddi hasara neden olan yangın kamu mallarının sigortalanmadığını ortaya çıkardı. Sigortacılar, genel bütçeden pay alan kurumların sigortalanmadığını belirtiyor.

ve şimdi hiç bişey olmamış gibi, herşey yeniden, bilindiği gibi devam ediyo.
ama neden?

15.07


9 Aralık 2010 Perşembe

don't blame it on me, it's karmas bad.

Karma is a law in itself, which operates in its own field without the intervention of any external, independent ruling agency.


Evet, karma acı bi gerçek. Cidden öyle. Vurdummu vuruyo, yani sen şimdi hani bilmemkime haksızlık oldu ona da böyle böyle yapmıştım diyosun TAK karma, aynısı senin başına geliyo.


Şimdi, eğer bu bi tek bana olmuyosa yakın zamanda bana çektirdikleri yüzünden hani en azından bi ölüp dirilmesi gereken 3-4 kişi var. Hadi karma, göster gücünü!

8 Aralık 2010 Çarşamba

geçen gün googlela oturduk, muhabbet ediyoruz...

söz dinleyen bi insanım yandaki resimden anlaşılabileceği gibi.
neyse.

Sonunda lüzumsuz uyku düzenime dur dedim, dün saat  2'de koydum kafayı uyudum, bugün de saat 10.30'da uyandım. e, tabi bünye alışık değil bu kadar erken uyanmaya, anlık bi şok yaşadım, şimdi naapıcam yeaa gibisinden. bi gün ne kadar uzun sürüyomuş hatırlayınca bi afalladım tabii, ama en büyük şaşkınlığı dışarısının aydıklık olduğunu görünce yaşadım. bende kalktım, kahvaltımı ettim, sonra aldım elime süpürgeyi, evi temizledim.

 Şimdi o reklamlarda gördüğünüz şeyler varya, yok bi defa süpürünce pırıl pırıl yapan elektrik süpürgesiymiş, bi defa süngerle geçin yağı kiri söker atar deterjanmış, bütün kirleri çıkaran, şarap lekesinden eser bırakmayın çamaşır deterjanıymış falan.. UNUTUN KARDEŞİM HEPSİ YALAN. bi tek vernel'in kokusu ister istemez inkar edilemez bi gerçek. manuel çalışan, ben yorulunca da kapanan bulaşık makinesine fikir danıştım; o da beni haklı buldu. Evdeki süngerler helak oldu, cidden bi defa da yağı kiri söken atan bulaşık zerzavatı yapılsın. Ayrıca, kendi kendilerini ütülemedikleri sürece bütün kıyafetler çirkindir ve hiç bir ütü bütün kırışıkları açmaz bi kerede. (çok çekiyorum çok...)

 Bunun dışında ders çalışıyorum, ama çalışsam da bitmiyo dersler bunu farkettim. Sporada gidiyorum, ama nası üşene üşene gidiyorum, öyle ki gidince en az bi 2 saat kalıyorum, gerekirse hiç bişey yapmadan oturuyorum ki o kadar yolu yürüdüğüme deysin (15 dakka yürüyosun da.) sonra eve gelip yemek yapıyorum. yemek yapmayı çok seviyorum ama bu bulaşık olayı ondan bile soğuttu beni vallahi.

 Onun dşında bi kaç şey daha vardı ama çok uykum var. Geçen google'la oturduk muhabbet ediyoruz. Leb demeden leblebinin aile ağacını anlayan güzel dostum benim, bi tek sürekli beni düzeltiyo, ona tilt oldum. 2 rakı koydum, dedim ki ona; bana bak gugıl, HATASIZ KUL OLMAZ.

 bana ne dedi biliyo musunuz?
hiç bişey. google bile kabullenmiş. hatasız kul olmaz.

5 Aralık 2010 Pazar

yine 5.30

peki kaçta yatarsam yatiim gece 3 de uyanma olayını nası halledicez, hazır dünyayı kurtarırken buna da el atsak? ayrıca yan komşumu taktuk diye çıkarttığı garip seslerden dolayı nası kınıyorum haddi hesabı yok, o çekiştirdiği koltuk elinde kalsa da bi gün ben kurtulsam allahım.