24 Şubat 2008 Pazar

24//şubat//08

Bugün yüzleştim seninle, elimde soğumuş kahvemle sahilde yürüdüğümüz yerleri seyrederken.. Sensiz aynı yerlere gitmeye cesaret edemiyorum, yaptıklarımızı, hayallerimizi düşünmek acıtıyor canımı.. Her geçen gün kesifleşiyor suratın sislerin arasında, sesini unutalı çok oldu, sadece kokun kaldı aklımda, ah kokun.. Sana sarıldığımda, her saçlarını okşadığımda ruhuma sinen kokun..

Bugün yüzleştim seninle, içimde kalan son parçalarınla, parçalanmış dualarınla, isimsiz aşklarınla, unutamadığın kafanda dönüp duran, kafandan atmak için yırtındığın her dakikamızla yüzleştim bugün..

Sana bunu daha önce söylemeliydim biliyorum, ama gururum el vermezdi buna, biliyorsun. Beni bunu bilecek kadar tanıyorsun. Cesaretimin gururumla başa çıkamayacağını biliyorsun.. En başından beri haklıydın. Biz seninle bitmek için başlamıştık ve bittik. Kader diye birşey varsa eğer: bizim kaderimiz başka şehirlerde, başka insanlarla birlikte olup zamanı geldiğinde aile kurmak ve birbirimizi hiç tanımamışız gibi davranmaktan başka birşey değil.. Arada sırada birbirimizin aklına geldiğimizde o fikri savuşturmak için suratımızda elimizden geldiğince içten bir gülüş ile önümüze bakarak birşeylere yönelmek gibi birşey olsa gerek bizim ilişkimiz..

Hiç beni düşünüyor musun, beni hiç özlüyor musun? Yaptıklarımızı hatırlıyor musun? Bensiz mutlu musun? Yazdıklarımı okuyor musun? Beni umursuyor musun? Yalvarsam.. Bir cevap vermen için.. Ama yapmam öyle birşey biliyorsun.. Hem ne de olsa, sen bensiz daha mutlusun..
Öyleyse hep mutlu ol..

Kalbimde bir sızı, sana en içten iyi dileklerimi sunuyorum..
Seni çok seviyorum..

Hiç yorum yok: