14 Mart 2009 Cumartesi

sen hiç ben oldunmu (2)

Sen hiç İstanbul'u izledinmi?
Denizin gemilerin, köprülerin altından nasıl akıp geçtiğini gördünmü?
Sen hiç boğaza bakarken kendini kaybolmuş buldunmu, yanında sen bile yokken koşar adım yalnızlığa doğru, o uçsuz bucaksın denize doğru bakarken buldunmu kendini?
Bugün olsun dün oldun, sen hiç aşık oldunmu İstanbul'da?
Her sokakta bir iz bıraktınmı sevgilinle, sayısız duvara parmaklarınla baş harfler yazdınmı küçükken yaptığın gibi, en derin izleri bıraktınmı ağaçların gövdelerinde..?

Bugün çıksan evinden dışarı, boğazda yürüsen.. yürüsen.. hiç bitermi sanıyorsun sen bu yollar, gittikçe azalırmı sanıyorsun? herşeyin her zaman bir devamı olduğu bir gerçekmi sanıyorsun, ben sadece yolların döndüklerini hep en başa hep en başa bambaşka başlangıçlara döndüğünü söylüyorum sana.

Saat 2 olur. Alırsın eline kalemi, tam 1 ay önce geçmiş eline o defter, sevgililer gününde. İlk sayfasına seni yazmışım, ne kadar çok sevdiğimi geri kalanında sensizliği anlatacağım. İstanbulun her köşesinde bıraktığımız o izleri yazacağım, ta ki sen her köşeden silinene dek. Endişeli değilim aslında, İstanbul büyük şehirdir, yutar her insanı.
Suratsız yüzlerce vücutla doludur şehrin dört bir yanı, nereye baksan bir tane daha bulursun onlardan, istediğinde seninlerdir bir sonraki gün ise tanımazsın onları. Şansa bak dersin şansa bak.. Boğaza karşı tavla oynarken gelen her kötü zarda bir başka camii siluetine takılır gözün, kapılırsın büyüsüne, kaybolursun.
Yakından baksan o boğaza her sahil kıyısında deniz anaları, çöpler, çöpler..
Ama aslında insandan uzaklaştıkça ne kadar güzeldir o deniz bilir misin?
Sen hiç sonsuz bir denize girdinmi?
Kokusunu içine çektinmi onun? Suyun altında gözlerini açtınmı, konuştunmu balıklarla? Kendi söylediklerini anlamadığın için güldünmü hiç kendi kendine?

Sen hiç ben oldunmu kaybolmuş sokaklarda, hiç birşey düşünmeden yürüdünmü?
En iyi arkadaşın bir şarkı oldumu senin, hep değiştirdiğin. Hayatta herşeyin anlamını kaybettiğin oldumu, senin dışında.
Dertleştiğin kişi bir viski şişesi oldumu hiç sabahın köründe?
Hiç kayboldunmu?

Hiç isminden nefret ettinmi, içindeki herşey beni hatırlattığı için.
Ben ettim.

Ben yaşadım.
İstanbul'u, bir çok kez yaşadım.
En son seninle yaşadım İstanbul'u sende yaşadım.
Sokaklara kaldırımlara bizi yazdım, her yere izler bıraktım.
Sonra sana baktım, bulamadım, ondan olsa gerek bu densizliğim, bu kadar kırgın oluşum..
Bugün kalktım, heryerden seni topladım, her parçanı topladım ve sonra bir kez daha attım ama bu sefer benden çok daha başka yerlere.

Sen belki benden gittin, ama bak yine ben bittim
Hem sen gittinde ne oldu ki, ben yine bende bittim..

Hiç yorum yok: