31 Ocak 2011 Pazartesi

02.14

Ilık çay dudaklarımdaki çatlaklar yüzünden canımı yakıyor. dışarda hava -2 derece ve ben sanki dalga geçermiş gibi montumu elime alıp sokağın başına kadar koşuyorum. yoksa kafayı yiyeceğim.

 moonlight -

bugün oturup empati yaptım. başım çatladı yorgunluktan, başkası olmak kendin olmaktan çok daha zormuş, bu yüzden olsa gerek çökünceye kadar devam ettim düşüncelerimi yazmaya. yazdım-yazdım sayfalarca yazdım. neredeyse küçük siyah kaplı defterimi bitireceğim. artık o olmadan çıktığımda kendimi çıplak gibi hissediyorum. insan düşüncelerini yazdıkça rahatlıyormuş gerçekten, inanmazdım ama doğruymuş. bunca zamandır da yazıyordum oysa, hemde kendimle ilgili herşeyi. ama kendimi anlatırken kafamın içinde dönen onca düşünceyi unutuvermişim. bugün aklıma geldiler bir ara, aldım elime kalemi. hafif bir baş ağrısı var şimdide, gözlerim de şişti azıcık uykum geldiği için. artık bi uyku düzenim var, saat 12-1 gibi gözlerim kapanmaya başlıyo, bak şimdi saat iki bi de baş ağrısı eklendi. ama yazmak istiyorum. sanki yazmazsam herşey bitecekmiş gibime geliyor.

 hayat kafiye değildir.
hiç bir zaman da iyi dileklerden ibaret olmaz.
iyi günler ve kötü günler asla birbirlerini dengelemezler.
bir şey olur ve sonra herşey olur, yıkılırsınız, anca konuşurlar.

hayat her zaman kafiye değildir. hayat yere düşmek gibidir, ne zaman dibe vuracağını bilmezsin, ama gözlerini kapattığında aslında uçtuğunu hissettirir sana. zaman, zaman. ne kadar çok büyütüyoruz zamanı. sevdiğimiz diziyi izlerken hayatı kaçırmıyormuyuz yani? hem, hayatı yakalamak da neymiş. o beni yakalasınmış. falanmış, filanmış. nerdeyse kendime optimist diyeceğim. Hayal kurup aptal olmayı çok seviyorum. Teoriler üretmeyi seviyorum. Çünkü ben böyle bi insanım, bunlar benim hoşuma giden şeyler, tarzım bu yani nasıl anlatırım ki daha fazla?
 Zormuşum.
Nolur yani hangimiz kolayız? Nedir kolaylık. Kolay olursun basit derler, kendin olursun zorsun derler. Ne yani kafayımı yemiş bu insanlar? Bu kadar aptal arasında 10 kişi mi kalmış akıllı?

 İşte bunları düşünmemek için benim gözümde bütün hayat bir oyun gibi. Ya kazanırsın, ya kaybedersin. Bi el atlayamazsın, nolur yani sevgilinle kavga ederken bi anda neyse sonra kavga edelim şimdi susasım geldi mi diyeceksin? Sınavın ortasında ya benim içimden gelmedi sonra versem olmazmı falan mı diyeceksin? Hadi lan ordan derler. Sen otur hayal kur en iyisi, en azından o zaman zararın olmaz kimseye.

 Bende oturup hayal kurarım kendi kendime. Susarım bazen. Bazen konuşurum. Gülerim bazen. Ağlayadabilirim. Bakarsın insanımdır, duygularım vardır. Bakarsın yoktur. Kim bilir?

Hiç yorum yok: