22 Ocak 2012 Pazar

22

Kaç gündür erteleyip duruyorum, öğleden sonra yazarım, akşam yazarım, yemekten sonra yazarım, sabah uyanınca yazarım diye sonunda 4 gündür kafamda kurduğumdan geriye kalanlarla saçma sapan bi yazımla daha karşınıza geçmeye karar verdim.

 İnsanın hayatındaki en önemli şeyin ismi olduğu bi dünya hayal edebiliyor musunuz? Ne yazık ki bizim yaşadığımız dünya da isimden çok cisim önemli olduğu için anca hayal edebilirsiniz zaten.
 İnsan ismi belirli dönemlerde/durumlarda önem kazanır.

-ilk doğduğunuz da (yeni olan herşey gibi bu da heyecan verici bi durumdur, ama siz daha farkında değilsinizdir.)
-bir insanla ilk tanıştığınızda (hele bi de hoşlandıysanız karşınızdakinden o isim o kafada döneer döner durur)
-biri size sinirlendiğinde (o kelimenin başına isminiz geldiği zaman resmen hay ben seni de cerenini de diye başlayıp, isminizden nefret edesiniz gelir)
-biri sizi çağırdığında (yemek hazır nidaları)
-düğününüzde
-cenazenizde

 ya da maddi durumunuza göre bi çok insanı isminizle heycanlandırabilirsiniz. insanlar kendilerini mutlu eden şeylerle ilgili kriterlerini düşürmeye başladıklarından beri bir çok şey beni eskisinden daha çok yormaya başladı. cidden.

 ha bi de sınav kağıtlarına bilmemneye yazarsınız, ama bu isminizle ve sizinle alakalı değildir, yazarın ya da üreticinin sıfatı olmasıyla alakalıdır. Çok acıklı bi durum aslında.

 Ama herkes dışında hayatınıza bir gün bir insan girer. Hiç beklemediğiniz bir anda, zınk diye çıkar karşınıza. En sevdiğiniz isim onun ismi olur. Kağıtlara, defterlere o ismi yazarken bulursunuz kendinizi, ondan sonra bir bakarsınız kendi isminizden çok o ismi düşünür olmuşsunuz. İşte insan ismi bu yüzden hala kıymetli bence. Çünkü ne kadar düşersek düşelim, herşeyi ne kadar basitleştirirsek basitleştirelim, maddiyata dökelim, maneviyattan vazgeçelim, istesek de istemesek de bir gün hepimiz seviyoruz. ama iyi, ama kötü.
 ve sevdiğimiz zaman kafamızı yastığa koyup "o ismi" düşünüyoruz. sonra uyandığımızda "o ismi" hayal ediyoruz. çünkü ne kadar düşerse düşsün insan bazı şeyleri hiç bi zaman kaybetmiyor. vazgeçebiliyor (istediği kadar vazgeçsin, eninde sonunda alnının ortasına ŞAK diye iniyor onca zaman kaçtığın şeyler) ama bu sonsuza kadar saklanabileceği anlamına gelmiyor.

 Bazı dönemler olur, her şeyin kötü gittiği. Tutunacak bir şey ararsın, bulamazsın. Sende bırakırsın her şeyi, en kolay olanı yaparsın. Kendi tutarsın, kafama göre takılıyorum abi, ne alakası var? dersin. Sonra karşına bir insan çıkar. Şaftın kayar. O güne kadar kafanda doğru olarak kurduğun herşeyi yıkar. Yapamam dediğin abuk sabuk şeyleri yaparken bulursun kendini.
 Kaybetmekten korktuğun için bırakıp gidersin. Sonra da bir mucize beklersin.


Hiç yorum yok: