27 Ocak 2011 Perşembe

compass

a broken records'un a leaving song'u.
 bugün dünyanın en mutlu renklerinin sarı turuncu ve kırmızı olduğuna karar verdim. gittim mutfak masasına aynen bu renklerde bi örtü aldım. bi tane de çamaşır makinamın üstüne aldım çünkü çok çirkin kalıcağına karar verdim kendi başına. neyse. Eve geldim yemek yedim ve direk işe koyuldum, örtüleri serdim, her tarafı düzenledim falan.  şimdi de mutfağımdan çıkmamak için kendime bahaneler üretiyorum. kendimi portakal kabuğunun içinde yaşıyomuş gibi hissediyorum ve daha mutlu olabileceğimi sanmıyorum.

-

elinde bir pusula, yola çıkar tek başına. olur olmaz yerlere girer çıkar, kaybolur. defalarca yeniden bulur kendini, hayatını. sonra bir gün aradığı herşeyi -kendini bulur. unutmamak için kendisini pusulasını saklar. kaybedecek diye çok korkar. kendisine saklar pusulasını, ne zaman kaybetse kendini ona kendini hatırlatsın diye. bir de anka kuşu vardır ki efsanesinde, küllerinden doğar defalarca, her kayboluşta, her dibe vuruşta çeker çıkartır onu, kanatlarını açar ve şarkı söyleyerek gökyüzüne doğru yükselir tek başına.

Hiç yorum yok: