24 Şubat 2011 Perşembe

22.22

durdu durdu, birine aşık olduğunu nerden anlarsın dedi.
bi an karşımdakinin zekasından şüphe ettim. sen anlamaz mısın? yani insan aşık olduğunda anlamalıdır bunu içinde spastik bi his vardır o insanla ilgili falan, bi yerden bi ışık yanmalıydı yani.
 bende öyle suratına baktım zaten. o da bana baktı öyle, hani baktı da gören bişey anladı zannederdi.
bence aşk diye bişey yok dedi. aşkın hormonal bi aktivite olduğunu bilim adamları kanıtlamışken gelip de hormonlardan oluşan bi duyguyu inkar edermişçesine. o zaman regli zamanında asabi kadın diye bişey de yoktur dedim. bi kaşını kaldırdı, yoo vardır, kendimden biliyorum dedi. ironi yapmıştım, hık dedim, burnumdan geldi.
 peki ne tarz erkeklerden hoşlanırsın dedi. çok alakasız dedim. nerdeyse bana çıkma teklif edeceğini düşünecektim.

 sonra kendini anlatmaya başladı. geçen gün sokakta yürürken kişiliğini kaybetmiş, o da bilmemkime gitmiş. bilmemkim gibi davranmış, onun gibi yapmış. ben böyleyim, kendime has, lider ruhluyum dedi.
 evet dedim, bende böyle kendi çapında takılan karının teki olmuşum.

 sence dedi, soru gelinceye kadar bi anlık sessizlik yaşandı. mutluluk diye bişey varmı dedi sonrada.
bi saniye sessiz ol dedim,  sustu. evet varmış dedim, arkamı döndüm ve gittim.

 bu yüzden hayat, sessiz, sakin ve kendi halinde olmalıdır. su gibi.
böylece rahat rahat akıp gidebilir. nası fikir?

Hiç yorum yok: