sen her rüzgarın peşinden aşık olup koşarken
ben uzaktan bakan bir ağaç oldum fırtınanda
kasıtsız bakışlarla parçalanışını izlerken
sustum
her susuşumda bir yaprak döktüm
çıplak kaldım, üşüdüm
sustum ki anlama güçsüz olduğumu
sustum ki çevirme kafanı rüzgarlarından uzaklara
kaybetme fırtınanı
bahar geldi giyindim yapraklarımı
yüzümde ince bir tebessüm
dinen fırtınanın ardından seni izliyorum
sen o rüzgarların arkasında koşuyorsun
küçük bir çocuğun bulutları kovalayışı gibi
ben hareketsiz, sadece yaşıyorum
ince bir tebessüm suratımda
olduğum yerde
değişmeden
olduğum gibi
her zamanki ben işte.
-ne güzel, senelerdir ilk defa şiire benzeyen bişey yazdım sanırım. bu sefer diskalifiye de edemezler. HAH!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder