15 Şubat 2011 Salı

susabilir de bazen

sen her rüzgarın peşinden aşık olup koşarken
ben uzaktan bakan bir ağaç oldum fırtınanda

kasıtsız bakışlarla parçalanışını izlerken
sustum

her susuşumda bir yaprak döktüm
çıplak kaldım, üşüdüm
sustum ki anlama güçsüz olduğumu
sustum ki çevirme kafanı rüzgarlarından uzaklara
kaybetme fırtınanı

bahar geldi giyindim yapraklarımı
yüzümde ince bir tebessüm
dinen fırtınanın ardından seni izliyorum

sen o rüzgarların arkasında koşuyorsun
küçük bir çocuğun bulutları kovalayışı gibi
ben hareketsiz, sadece yaşıyorum
ince bir tebessüm suratımda

olduğum yerde
değişmeden
olduğum gibi

her zamanki ben işte.

-ne güzel, senelerdir ilk defa şiire benzeyen bişey yazdım sanırım. bu sefer diskalifiye de edemezler. HAH!

Hiç yorum yok: