23 Şubat 2008 Cumartesi

Saçmalamak.

Bugüne kadar benim hayatıma girmiş, çıkmış, bugün bile hayatımda olan insanların çoğu benim davranışlarımı önceden tahmin edebileceklerine inanırlar. Bende hep tahmin edilemeyeceğime inanmışımdır. Bence önemli olan içinden geçeni yapmak, nasıl mutlu olacaksan öyle yaşamaktır. Zaten başıma ne gelirse bu yüzden geliyor ya! Bir anlık mutlulukların peşinden koştuğum için uzun vadeli düşünme olayına yalnızca işime gelen konularda giriyorum. Bana göre böylesi daha iyi, ama artık daha fazla cereme çekmektense bu sefer kendimi tutmaya karar verdim 4 ay önce. Bütün kötü alışkanlıklarımdan kurtuldum(çok konuşmak ve kötü espriler yapmak dışında) ve bu sefer pişman olmayacağım(her ne kadar bugüne kadar yaptığım çoğu şeyden zaten pişman olmamışda olsam insanların zoruyla olmuş gibi olmak zorunda kaldıklarıma gönderme yapıyorum) şeylerin peşinden koşmaya başladım. İmkansızların peşinden koşunca kremli ve çıplak elle balık yakalamaya çalışıyormuş gibi hissettiriyordu, iyi oldu. Keşke insanlar anlasa, ilişkiler çift taraflıdır, iki insan çıkarlarsa çıkarlar, TEK KİŞİ DEĞİL. Çift kişilik bu ilişkilerde bi 3.süne bok düşeceği gibi, bitmiş ilişkinin arkasından bıdı bıdı konuşan zibidik insanlarda yeri gelince bu ilişkiden bayağı bir gocunmuş, yaralanmış kişiler olsalar gerek, yoksa bu kadar laf toto'dan haftalık kurrayla çıkartılmıyodur yani. "Sevmeden seni seviyorum diyen insan karşısındakinin gözlerine bakamazmış", katılıyorum. Gerçi sonra gözlerinin içine bakan insanlarda yeri gelince seni nasıl yerin dibine sokmaya çalışırlar o çok çok daha ayrı bir hikayedir, dinlemek isteyenler için ayrıca bir gün anlatırım onları da! Aşk hikayelerinin en komiğide karşılık bulamayan eski ya da potansiyelsiz potansiyel sevgilinin reddedilmeyi kaldıramayıp arkandan konuşmasıdır. Genellikle bu tür konuşmalar "Ah o kaşar yokmu o kaşar!" "Ay o ne yaptı sen biliyo musaaan" gibi şeylerle başlar, çevredekilerin garip imalı gözlerle OHAAA demeleriyle son bulur. Neden eski sevgiliden bütün arkadaşlar nefret etmek zorundadırlar? Etmesinler, sevsinler eski sevgilileri. Bir ilişki tarafların mutsuz olması sebebiyle bitmezmi zaten? Eh, belki senin mutsuz olduğun o insan bir arkadaşını mutlu edecek? Bu tür durumlar göz önünde bulundurulmalı kompleksli kuyruklar kıstırılmalı, eyvallah kardeşim denilmesi öğrenilmelidir derim ben! Çok öngörüşlü ya da anlayışlı olduğumdan değil, bu tamamen benim bencilliğimle alakalıdır(: Tabii her insanın bir aşk hikayesi vardır, her insanın uzak durulması gereken bir eski sevgilisi vardır. O insanlardan her daim uzak durulmalı arkadaşada bütün yürekle destek olunmalıdır o tür durumlarda. Bizzat ben yaşadım ordan biliyorum, olay sonrası geçirilen bir sinir krizi, uçan lambalar, arabadan atılan insanlar dışında bir de sinirleriniz bozuluyor ki ah sormayın. Olsun varsın, herkes mükemmel değildir, ama bu da demek değildir ki "ben hoşlanıyorum." dediğim her erkekle "YAKIN" arkadaş olunmalıdır. Mesela öyle bir arkadaşımda var. Ne zaman ben birisinden hoşlansam canım arkadaşım gider onunla tanışır, nasıl öpüştüğünü bizzat test eder sonrada gelir bana anlatır. Ne kadar iyi arkadaşlarım var öyle değilmi! :)
Bana yalan söylemek güzel birşeymi bilmiyorum, ama en azından doğrusunu öğrenemeyeceğim şeylerin yalanını söyleyin, mesela pigglet aslında kutup ayısı falan diyin ama gelip de olur olmaz her konuda yalan söylemek!? Sonra bir de güvenmiyorum diye sömürmek. Şimdi de bumu moda? Güvenmeyin o zaman bana! Çıkartın beni hayatınızdan ama beni yanınızda tutmak, beni kontrol altında tutmak için n'olur bundan daha iyi bir bahane bulun! Aklım bir karış havada olabilir ama bu beni aptal yerine koyabileceğiniz anlamına gelmiyor. Herneyse.

Hiç yorum yok: