22 Ocak 2011 Cumartesi

the build-up

Önce başlığı yazacaktım ama aklıma sadece bi kaç saçma şarkı sözü geldi. Bende dedim ki, önce yazıyı yazıp sonra başlığı koymak sanki daha iyi olur gibi gibi.

 Bende cidden bi aptallık söz konusu. Evladım, sen bunları yaşadın daha önce. Sen bu yollardan çok geçtin zaten, daha önceden yediğin rest söz konusuyken, sen nasıl unutup da hiç bişey olmamış, sanki hayatın boyunca bunu beklemişsin gibi böyle bi abuk heyecanlar, dalıp gitmeler falan. hani benim bi arkadaşım bunu yapsa heralde kafasına koyup bi tane dünyanın en abuk tavsiyeler silsilesini verip, o tuvaletteyken telefonundan numaraları falan silip sonra da kafasına bi tane vurup sistemi resetlemesini falan beklerim. şaka bi yana. gerçekten. bazen gözümde fazla büyüyor. hani iki kelimeyle dünyayı kurtarmaya çalışmak gibi, oysa örtünün altı yalnızca kırık bi kalp. Daha önce yaşananların aynıları olacak ruhum duymuyo.
Valla kafa bi değişik çalışıyo, yoruyo beni.

 Şey gibi. Birisi seni umursamaz. Ama sen onu çok umursarsın. Oturup telefonun başına saatlerce aramasını beklersin, mesaj atmasını bişey yapmasını, seni hatırladığını belli edicek. Unutmadım hala bak bak burdayım dedirticek. Ama olmaz işte. Olmaz. Sende ancak kafayı yersin ya. Ha- ondan işte.

Hiç yorum yok: