27 Mayıs 2011 Cuma

you'll never see me again

bir insanı kaybetmek mi gerekir illa ki değerini anlamak için? onu tanımaya çalışmakmıdır bize ilginç kılan karşımızdakileri? peki ya sonra? konuşucak hiç bişey kalmadığında? peki ya gittiğimde? o zaman mı okunmalı yazılanlar? o zaman mı düşmeli insanın içine hüzün, arkamı döndüğümde gideceğimi söylediğimde değil ama çekip gittikten sonra. vicdan mıdır rahatsız eden bizleri bu dünyada, yoksa fazla düşünmenin getirdiği o içinden çıkılamayan umutsuzluk hissi mi? bakma sorduğuma ben biliyorum cevaplarımı, peki ya sen?
  ben özürlerden çok mutsuz oldum, belki de özürlerden yorulan tek manyak benimdir. ama bunu becerdim ve yoruldum. kaybedilmeden kazanılmak istiyorum. üzülmeden mutlu olmak. öyle işte. hem nasılsa ben hep derim, boşu kovalarım, imkansız zaman alır diye. bırakın alsın bütün zamanımı.

Hiç yorum yok: